Barışın gözünü seveyim

Sevgili okuyucularım biliyorsunuz gazeteciliğe İskenderun’da babamın sahibi olduğu Öncü gazetesini dağıtarak 1976 yılında başladım.

Almanya‘da 1999 yılında Cem Uzan’a ait o dönemin Avrupa’da güçlü ulusal gazetemiz Star’da çalışmaya başladım, daha sonra Milliyet, Hürriyet ve Sabah gazetelerinde çalıştım.

2010 yılından itibaren ulusal televizyon kanalları Euro Star, Euro D, ATV Avrupa, Shov Türk şimdi de Tv8 ve TGRT’de bulunan programlara sektörel çekimler yapıyorum. Ve aynı zamanda Aktuell Gazete‘nin sahibi ve genel yayın yönetmeniyim. Gazetemizde düzenli olarak her ay yayınlıyorum.

Ve televizyon programı çekimleri için Avrupa’nın birkaç ülkesi hariç hepsine gittim, çekim yaptım. Geçen ay Tv8 İnt televizyon kanalında yayınlanan ”Ekonomi Dünyası“ programı çekimleri için Romanya‘ya ve parçalanan Yugoslavya’nın 7 ülkesine ve Arnavutluk’a gittim. İş ve gezi tadındaki seyahatimde gözlemlerimi gazetemizin geçtiğimiz ay yayınlanan sayısında kaleme aldım.

Eski Yugoslavya’nın parçalanmış olmasından dolayı duygusal anlar yaşadım, yolda gelirken “oradaki parçalanmış dağılmış, bölük pörçük unufak edilmiş koca güzelim bir ülkeyi nasıl bu hale getirmişler acımadan” diye düşünürken bir anda ülkemiz büyük Türkiye ile empati yaptım.

Türkiye için de böyle isteyen ülkeler ve işbirlikçileri gözümün önünden filim şeridi gibi geçti ve edindiğim izlenimi ”Türkiye parçalanmadan AB’ye tam üye olur mu?‘ başlıklı köşemde yazmıştım. Birçok tebrik telefonu aldım. Arayan herkese çok teşekkür ediyorum.

XXX

Balkanlardan sonra geçtiğimiz hafta 12 Ağustos 2022’de TGRT EU televizyon kanalında bulunan ”İşte İşimiz“ programı için Hollanda’ya gittim, Hollanda’ya Türkiye’den gelip çalışan insanımızın kendisini, firmasını, şirketini başarı öyküsünü, mutluluğunu ekranlara taşımak için yolda giderken, geçtiğimiz ay Balkanlara giderken Avusturya’dan itibaren girdiğim her ülkenin vinyete denilen ülkeye giriş vergisi karşılığı pul veya belge aldım.

İsviçre’ye de gidildiğinde mutlaka alınıyor, Almanya sınırının bittiği ve Hollanda sınırının başladığı yere geldiğimde benzin istasyonu bulunuyordu.  Hemen benzin istasyonuna girdim ve Hollanda’ya giriş vinyetesi istedim.

Benzin istasyonu çalışanı ”Hollanda, Fransa, Belçika Almanya arasında vinyete gerekmiyor“ dedi. Daha önce de bu ülkelere gitmişliğim var fakat unutmuşum. Bu cevaptan sonra “vay be” diyerek yoluma devam ettim. Hollanda’ya girdim tertemiz şehirler, yollar, tüneller, düzenli trafik, düzenli temiz yeşil alanlar vs.

Amsterdam’a ve çevre şirin kentlere gittim çekimlerimi yaptım ve geri döndüm Hollanda’dan. Almanya’ya girerken yine kimse ne aradı ne sordu. Bir anda aklıma geldi: “iki ülkenin insanından bizim neyimiz eksik de bizim ülkemizin insanı komşularına sorgusuz sualsiz gidip gelmiyor ? Bu mümkün olamaz mı“?ve düşünmeye başladım bu iş için ne yapılmalı?

XXX

Bir anda ülkem Türkiye’nin durumu aklıma geldi bizim ülkemizi parçalamadan AB’ye almayacak olan olanlara karşı 18 Mart 2011 öncesi nüfus cüzdanı ile gidip gelinen Suriye ile aramız bozulmasaydı ne güzel olurdu. İki ülke arasındaki ekonomik işbirliği, ithalat ve ihracatı her geçen gün artıyordu. 911 km uzunluğunda iki ülke sınırının iki yakasındaki abi, abla, kardeş, amca, dayı, hala, teyze, kuzen bir biriyle kucaklaşmış yılların hasretini gidermeye çalışıyorlardı. Abi kardeş olan Türkiye devlet başkanımız Tayyip Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat bir anda düşman oldular ve nedense Türkiye’den komşusuna yapılacağı hiç beklenmeyen, hiç tahmin edilemeyecek söylemler ve faaliyetler yapıldı.

xxx

Bir anda aklıma geldi, “ya” dedim “Ülkemiz Türkiye’de ekonomi zorda, enflasyon yüksek, dış ticaret açığı çok kötü durumda. Suriye’de de durum belki daha da kötü. Acaba İki ülke Başkanları tekrar bir araya gelip barışmaları mümkün olmaz mı veya nasıl ne zaman mümkün olur da Almanya’dan Hollanda’ya geçer gibi Türkiye’den Suriye’ye iki ülke insanı bir birine gider gelir.”

Acaba iki ülke başkanını kim barıştırabiliri düşünürken AKP’li bir iş adamımızın yanındaydım, konu Türkiye ekonomisine geldi ve ”Türkiye’de ekonomi kötü fakat yine AKP’ye oy vereceğim“ dedi.,

AKP’li iş adamımız sözlerinin devamında „Türkiye AKP’nin Suriye politikasından çok büyük  darbe yedi ve Suriye’ye karşı uygulanan politika yanlış.

AKP’nin kurulduğu ve iktidar olduğu günden bu güne kadar yaptığı en büyük yanlış Suriye’de uyguladığı bu politika olduğunu söyledi.

Bunun üzerine bu konuyla ilgili bir gün önce YouTobe’da yayınlanan bir video izlemiştim: Rusya’nın ve İran’ın yöneticilerinin Türkiye’nin Suriye içlerinde sınır güvenliği ve Kürt bölgesi yapılanmasını engellemek için yaptığı müdahalelerden ciddi rahatsız oldukları ve mutlaka buna cevaplarının olacağını, bunun böyle kabul edilmeyeceği ve bunun böyle gitmeyeceğini söylemişler yani önümüzdeki aylarda en iyi komşumuz ve dostumuz bildiğimiz iki ülke ile de birbirimize gireceğiz. AKP’li işadamına “peki ne yapmak lazım” dedim Tayyip Bey egoyu, gururu bir kenara bırakıp kardeşi Beşar Esat’ın gönlünü almalı, gidip barışmalı“ dedi.

Xxx

Gazetemde köşe yazımı bu konu üzerine yazmaya hazırlanırken, Devlet Bahçeli’nin Suriye’nin mevcut yönetimi ile muhalifleri barıştırma çabalarının olduğunu bunun da ”İsabetli adımlar“ olduğu haberini milliyet.com.tr sayfasında okudum. Çok sevindim. Bir anda dudaklarımdan döküldü ”Barış gözünü seveyim“

Stuttgart – Salih Şahin

 

Hinterlasse jetzt einen Kommentar

Kommentar hinterlassen

E-Mail Adresse wird nicht veröffentlicht.


*