Prof. Dr. Cumali Sabah “Covid-19 ile biyolojik savaş başlamıştır”

S.Ş.:Değerli hocam sizi tanıyalım, kendinizden bahseder misiniz?

PROF.DR.CUMALİ SABAH: Ben aslen İskenderun-Hataylıyım, ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu

Genel Sekreteri ve Kalkanlı Teknoloji Vadisinden sorumlu Rektör Danışmanı

Elektromanyetik Alanlar ve Mikrodalga Teknikleri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesiyim

— S.Ş.:Değerli hocam Koronavirüs salgının Çin’in Wuhan kentinde ölümlere neden olmaya başladığı ve oradan İran’a oradan da İtalya, İspanya, Fransa’ya yayılıp ölüm haberlerinin ardı ardına geldiği ve insanlığın şok yaşadığı ilk günlerinde “Koronavirüsüne 5G teknolojisinin neden olduğu” ile ilgili dünyada gezen bilgiye karşı, hatta bazı ülkelerde bu bilgi nedeniyle protestolar yapıldığı o günlerde siz çıkıp “hayır 5G teknolojisinin Koronavirüs ile ilgisi alakası yoktur. Koronavirüs doğal biyolojik bir virüstür. Dışardan müdahale ile Mutasyona uğratılıp uğratılmadığı incelenmeli, bu konu benim uzmanlık alanım değil” dediniz. 

Kıymetli hocam yukardaki açıklamanızdan üç ay geçti ve “5G teknolojisi Koronavirüsüne sebep değil demiştiniz, sizin gibi uzmanların da böyle açıklamaları var. Ve, bu konu şu anda dünya gündeminde değil. Bugün üç ay önce yaptığınız açıklama ile aynı kanıda mısınız?.

— PROF.DR.CUMALİ SABAH: Covid-19 dünyaya yayıldığı ilk günden itibaren, her türlü komplo söylemlerine ve karşıt görüşlere rağmen, gerçeğin dile gelmesi ile virüsün biyolojik bir virüs olduğu gerçeğini değiştirmedi. Virüs bir biyolojik virüstür. Bulaşıcı bir solumun yolu hastalığıdır. Dolayısıyla, KOVID-19 bir biyolojik virüstür.

—  S.Ş: Koronavirüs dünyayı esir almış, kasıp kavurmaya devam ediyor Koronavirüsün sizce gerçeği nedir?.

— PROF.DR.CUMALİ SABAH: Dünyayı kasıp kavuran ve hatta başka gündemlerin konuşulmasına bile engel olarak esir alan bu olay nasıl çıktı?

Nasıl çıktığı, nasıl yayıldığı, mutasyona uğrayıp uğramadığı ile ilgili tartışmalar devam etmektedir.

Önümüzdeki günlerde bunlarla ilgili daha detaylı bilgiye ulaşacağımızı düşünüyorum.

Fakat bu bilginin ortaya çıkması ne kadar sürer, işte onun kestirmek kolay değil.

Peki bu Koronovirüs denilen dünyayı kasıp kavuran illetin arkasında ne yatıyor derseniz, işte bunu anlamak ve varsa arkasında yatan gerçeği bulup çıkarmak her baba yiğidin harcı değil.

Ne var, ne yok, elbette ki anlayacağız ama sanırım zamanı gelince. Klavye silahşörü olmaya gerek yok.

Eski zamanlarda “ağzı olan konuşuyor” denilirdi.

Şimdilerde ise “klavyesi olan yazıyor” olgusu oluştu. Şu an için ancak tahminler söz konusu ve komplo teorileri biraz bekleyecek. Klavye sahipleri kendilerini beklemeye alabilirler.

— S.Ş.:Türkiye’de Koronavirüs salgını vakalarının izole edildiğini görüyoruz, bugün 05.06.2020 Cuma günü Sağlık bakanımız Fahrettin Koca beyefendi hayatını kaybedenlerin sayısını 18 olarak açıkladı. Nasıl başarıldı, başarı olarak görüyor musunuz, son durum nedir?

—  PROF.DR.CUMALİ SABAH: COVID-19, büyük bir salgın ve insanoğlunun büyük sınavı. Bunun yanında, ülkeler de büyük bir sınav ve mücadele veriyor. Bu bağlamda, Türkiye Kovid-19’a karşı başarılı bir sınav veren ülkeler arasında yer alıyor.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ de (KKTC) öyle, önemli bir yere sahip, hatta en ön sıralarda yerini alır, diyebiliriz. Özetle, KKTC’de salgının başladığı günden itibaren gerekli tedbirler ve önemler alındı. Yerinde ve zamanında müdahaleler yapıldı. Vatandaş ise üzerine düşeni yaptı ve konulan tüm kurallara uydu. Ve sonuç derseniz, kısaca değinecek olursak, sadece 4 hasta kaybedildi. Toplam 108 vaka tespit edildi ve 104 hasta taburcu edildi. Şu an itibariyle tedavisi devam eden yada yoğun bakımda olan hasta bulunmuyor. Bu bağlamda, şimdilik en iyi durumda olan ülkelerden biridir diyebiliriz. Bu da ayakta alkışlanması gerek büyük bir başarıdır. Şapka çıkartmak gerek.

—  S.Ş.: Dünyanın önemli gelişmiş ülkeleri ABD, Brezilya, İngiltere, İspanya, İtalya’nın yanı sıra sayılar azalsa da Almanya, Fransa, Avrupa, Türkiye ve tüm dünyadan pandemi nedeniyle ölüm haberleri gelmeye neden devam ediyor. Türkiye’de kontrol edilebilinen pandemi aynı coğrafyada bulunan başka ülkelerde can almaya devam etmesini neye bağlıyorsunuz?

—  PROF.DR.CUMALİ SABAH: Dünyanın dört bir yanından ölüm haberleri durmaksızın gelirken KKTC’nin uygulamış olduğu önlemler göz önünde bulundurulmalı ve diğer ülkeler de benzer önlemler alarak hareket etmelidir. İnsan odaklı olunmalıdır. Hiç bir şey insandan daha önemli olamaz. Bu kavranmış olunsaydı, ölümler daha az olurdu. 

—  S.Ş.: Tüm dünyada etkisini devam ettiren Koronavirüs salgını nedeniyle insanlığa dayatılan yeni yaşam düzeni ve insanlara ÇİP takılmasının zorunlu hale geleceği konusu ile ilgili neler söylersiniz?

—  PROF.DR.CUMALİ SABAH: Odakta insanlığın geleceği ve yeni yaşam düzeni var. Bu olgu üzerine planlar yapılıyor. Nedir bu olgu? İnsanların daha da kontrol altına alınmasını sağlamak. Online eğitim, online sağlık, online etkileşim, gibi kavramları temelli yeni yaşam düzeni…

Avantaj ve dezavantajları var. Teknoloji doğru ve insanlığa hizmet eder şekilde kullanılırsa bir sorun yok. Fakat, kötü amaçlar için seferber edildiğinde, ortaya sorun olarak çıkıyor. Çünkü, bu durumda insan odaklı olmaktan çıkıyor. Koronavirüs ile birlikte asıl sorgulamamız gereken bu olmalı. Örneğin, yeni nesil sağlık sistemi. Herkesin, üzerine entegre edilmiş bir çip ile gezmesi itici olabilir. Bu insan için anında müdahale ve hayat kurtarma için kullanılacaksa faydalı olabilir. Fakat, insanı yakından takip ve kontrol altında tutma amaçlı kullanılacaksa sorun büyük demektir. Devamı savaşlara bile yol açabilir. Hali hazırda var olan adı konmuş savaşlar ve adı konmamış savaşlar gibi.

—  S.S : Biyolojik Korona virüsünün mutasyonla Kovid-19’a dönüştürüldüğü ve Biyolojik savaş dönemine geçildiği görüşleri ile ilgili sizin düşünceniz nelerdir?

— PROF.DR.CUMALİ SABAH: Aslında, temelde teknoloji savaşları vardı kısa bir süre önce. Sonrasında bu enerji savaşlarına döndü. Şimdilerde ise yeni dünyalar peşinde koşuluyor. Tabi bu yeni dünyalar bulma kavramı yeni değil ama teknolojinin değişimi ve gelişimi ve beraberinde gelen enerji ihtiyaçları bu yeni dünyalar bulma arayışını unutturdu sanılıyor. Unutulmamalıdır ki arka planda uzun süredir devam eden bir arayıştır bu. Dünya tarihine bakacak olursak, savaşlarla dolu bir tarih görebiliriz. Coğrafi savaşlar en eskileri…

Şimdi ise “biyolojik savaş” diye dillendirilen bir durumu yaşıyor gibi görünüyoruz. Aslında, teknoloji, enerji, ve yeni dünya savaşları diyebiliriz. Biyolojik olması bir araç gibi düşünülebilir. Dünya bir çıkmazda, çok yorgun. “İnsanlığın terbiye edilmesi için mi çıktı bu virüs” derseniz, bir şekilde çıktı ve bu gerçekle yaşıyoruz. Yaşamak zorundayız. Yeni bir yol bulunana kadar. Yada açıklanana kadar…

Yaşadığımız galakside enerji ihtiyacına göre, belli bir seviyeye gelmiş bulunuyoruz. Bu seviyeye gelmesi yüzyıllar sürdü ve günden güne artıyor. Bunun belirli ölçekleri var. En üst seviye de bu dünya yaşanmaz bir hale gelebilir ve en üst seviyeye ne zaman gelineceği konusunda kesin bir bilgi yok. Araştırmalar sürüyor. Başka dünyaların da araştırılıyor olması bu yüzden devam ediyor. Kısaca, virüs bu sürecin bir parçası olabilir.

 Biz tedbiri elden bırakmayalım. Temizlik, hijyen, sosyal mesafe ve diğer önlemlere devam.

— S.Ş.:Hocam verdiğiniz bilgilerden dolayı teşekkür ediyorum.

— PROF.DR.CUMALİ SABAH: Ben de teşekkür ediyorum.

SÖYLEŞİ: SALİH ŞAHİN – STUTTGART

Hinterlasse jetzt einen Kommentar

Kommentar hinterlassen

E-Mail Adresse wird nicht veröffentlicht.


*