Rüstem Paşa Camii’ne gittim

İstanbul’dayım… Tahtakale’de Hasırcılar Çarşısı’ndaki Rüstem Paşa Camii uzun zamandır merak ettiğim bir camiydi… Newsweek dergisi 2007’de Avrupa’nın en güzel tarihi camisi seçmişti… İstanbul’a gelen yabancı devlet adamlarının, turistlerin çoğunun uğrak yeri… Tarihçi İlber Ortaylı, ‘Bir Ömür Nasıl Yaşanır’ adlı kitabında Türkiye’nin mutlaka görülmesi gereken tarihi değerleri arasında 9. sırada bu camiyi gösterir. Bugüne kadar görmek kısmet olmamıştı… Nihayet dün gidip gezdim… Dün de çok kalabalık turist grubu vardı… Galataport’ta demirli iki dev kruvaziyer gemilerle gelen turistlerdi… Ne iyi etmişim de gitmişim…

Mimar Sinan’ın 1561’de yaptığı caminin dışarıdan görünümü oldukça sade… Ama içeri girince bambaşka… Duvarlar baştan başa olağanüstü güzellikte İznik çinileriyle kaplı… Böyle bir şey başka hiçbir camide yok… Çini süslemelerde, saymadım ama 66 farklı lale, 45 farklı karanfil motifi kullanıldığı söyleniyor…

Giriş kapısının yanlarını da çinili panolar süslüyor… Solda, büyük iki ağaç çevresinde laleler, sümbüller, nar çiçekleri, salkımlar ile zenginleştirilmiş bir pano… Bahar ağacı süslemesi… Sağda ise bitki motifli bir başka pano… Üzerindeki yazıdan 1651’de yapıldığı anlaşılan, panoya sonradan eklenen bir Kabe çinisi var…

Hırvat asıllı Rüstem Paşa, 1505’te Saraybosna yakınlarında doğmuş… Devşirme olarak saraya alınıp yetiştirilmiş. Savaşçıymış… İran’ın efsanevi savaşçısı Zaloğlu Rüstem’in ismi uygun görülmüş kendisine. Kanuni Sultan Süleyman ile karısı Hürrem Sultan’ın tek kızı, 21 Mart 1522’de doğan Mihrimah Sultan’ın eşi… Mihrimah Farsça’da Mihr–ü (Güneş) Mah (Ay) demek. Gece ve gündüzün birbirine eşitlendiği günü müjdeleyen anlamında…

Bir takım önemli görevlerden sonra 1544 yılında sadrazam olmuş ve Şehzade Mustafa‟nın katlinde parmağı olduğu gerekçesiyle 9 yıl sonra görevden alınmış. Ancak 1555’te tekrar sadrazamlığa getirilmiş… 12 Temmuz 1561’de 56 yaşında ölünceye kadar bu görevde kalmış. Mezarı, İstanbul’da Fatih’teki Şehzade Camii haziresinde…

Rüstem Paşa gelmiş geçmiş en zengin sadrazam… Zenginliğin oluşumu konusunda tartışmalı çeşitli rivayetler var… Ölünce Osmanlı tarihinin en büyük serveti sayılan bir miras karısı Mihrimah Sultan’a kalmış… Mihrimah Sultan’da 25 Ocak 1578’de genç sayılacak bir yaşta İstanbul’da ölmüş… Babasının Süleymaniye’deki türbesinin yanına gömülmüş.

TRT1’de 2014’de yayınlanmaya başlanıp 150 bölüm sonra 2019’da sona eren Diriliş Ertuğrul dizisinde de 123. Bölümde şu sahne unutulmazlar arasına girmiştir… 38. yaşındaki Şehzade Mustafa ipek urganla boğularak öldürülmüş, Güçlü kuvvetli, bir genç olan Mustafa, kendini boğmaya çalışanlarla uzun süre mücadele eder.

Boğuşma esnasında, ” Babaaa..” diye bağırarak yardım bekler. Kanuni, o esnada, bir perdenin gerisinden olayı izlemektedir. Kanuni ağlamaktan perişan vaziyette… Rüstem Paşa; ‘Hünkarım bu kadar helak etmeyiniz kendinizi’ der… Kanuni Sultan Süleyman; ‘Konuş Rüstem konuş, ne devlet senin, ne evlat senin’ diye cevap verir… Şehzade Mustafa’nın türbesi de Bursa Osmangazi’de 500 yıllık Muradiye Külliyesi’nde… Fırsatınız olursa Rüstem Paşa Camisi’ni gezip görün derim…

İstanbul – Halit Çelikbudak

Hinterlasse jetzt einen Kommentar

Kommentar hinterlassen

E-Mail Adresse wird nicht veröffentlicht.


*