Yaklaşan Ramazan ayı münasebetiyle…

Allah yeryüzünde bir medeniyet inşa etmeyi murad etmiş, bu medeniyetin malzemesini ve mimarlarını da göndermiştir. İlk insan Hz. Adem’den itibaren gönderilen peygamberler bu medeniyetin mimarları olup, vahiy diye nitelediğimiz o ilahi malzemenin nerede nasıl kullanılacağını insanlara bizzat uygulayarak göstermişlerdir.

İslam medeniyetinin büyük mimarı Hz. Muhammed, medeniyet inşasına önce insanların iç dünyasını imar ederek başlamıştır. İç dünyası imar edilmeyen insanla bu medeniyet, bu bina inşa edilemez, kurulamaz. İnsanın iç dünyasını imar etmede ibadetlerin önemli bir yeri olduğu aşikardır. Özellikle oruç ibadeti ve Ramazan ayının ihyası iç dünyamızın imarı açısından bulunmaz bir fırsat, altın bir reçetedir.

Mübarek Ramazan ayının yaklaştığı şu günlerde Hz. Peygamber’in Ramazan ve oruç hayatıyla ilgili bazı hususlara dikkatlerinizi çekmek istiyorum.

Prof. Dr. Nedim Bahçekapılı

Oruç ibadetinin Hz. Peygamber’in Ramazan hayatında çok özel bir yere sahip olduğu bilinmektedir. O,  Ramazan ayında en kamil anlamda oruç ibadetini ifa ediyordu. Sadece yemeyi içmeyi terk ederek midesiyle değil, bütün uzuvlarıyla oruç tutuyordu. Hatta oruç esnasında zihni kötü düşüncelerden korumanın önemine de vurgu yapıyor,  kamil oruç için bunun gerekli olduğunu ifade ediyordu. Böylece Allah’ın razı olmayacağı her şeyi terk ederek oruç tutuyordu.

Ancak şunu önemle belirtmeliyiz ki, Hz Peygamber Ramazan ayını sadece oruçla ihya etmiyordu.   Gündüz sıyam-oruç tuttuğu gibi geceleri de  kıyam-namazla Ramazan ayını ihya ediyor, ashabını da gece ibadetine teşvik ediyordu.   Bizim halk arasında “teravih” diye bilinen namaz, bazı Arap ülkelerinde “kıyamulleyl-gece ibadeti olarak nitelenir.   Hz. Aişe’nin naklettiğine göre Peygamberimiz bu namazı üç gece cemaatle kılmış, haber Medine’de yayılınca 4. gece mescid cemaati almaz olmuştu. Peygamberimiz, farz olarak algılanmasın diye teravih namazını cemaatle kıldırmaktan vazgeçmiş ve herkesin ferdi olarak kılmasını tavsiye etmişti. 8 ya da 20 rekat kılındığına dair  farklı rivayetler olan bu namaz, Hz. Ömer döneminden itibaren cemaatle kılınmaya başlanmıştır. Öyle anlaşılıyor ki rekat sayısı kıraatın uzunluğuna göre değişebilmektedir. Önemli olan, şu kadar rekatı dolduracağım diye  namazda huşu ve tadili erkanı terk etmemektir.

Peygamberimiz Ramazan ayında Kur’an okumaya da ayrı bir önem verir, vahyolunan Kur’an’ı Ramazan ayı boyunca baştan sona bir kere okurdu. Vefat edeceği yıl “mukabele” diye bilinen bu işlemi iki kez gerçekleştirerek Kur’an’ı Cebrail’e arz etmiştir. Günümüzde yapılan hatimlerde anlayarak, anlamı üzerinde düşünerek okumanın, gerektiğinde tefsirine bakmanın önemi gayet açıktır. Diğer bir ifadeyle Kur’an ayı olan Ramazanda, hayatımızı ve davranışlarımızı Kuran’a arz etmeliyiz

 

Hz. Peygamber, Kadir gecesini de içerisinde barındıran Ramazan’ın son on gününde ise fani alemle irtibatını büyük ölçüde keserdi. Mescidde itikafa çekilir, bütün zamanını ibadetle geçirirdi. Güzel bir sünnet olan itikafın günümüzde de imkanı olan Müslümanlar tarafından tatbik edilmesi kendilerine maddi manevi çok şey kazandıracaktır.

İnfak, cömertlik, hilm-yumuşak huyluluk, tevazu Hz. Peygamber’in Ramazan ayında öne çıkan özelliklerindendi.

Huzur ve bereket dolu bir Ramazan ayı dileklerimle..

İstanbul – Prof. Dr. Nedim Bahçekapılı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hinterlasse jetzt einen Kommentar

Kommentar hinterlassen

E-Mail Adresse wird nicht veröffentlicht.


*