
Yılbaşından iki gün önce, annemin tedavisi sırasında yanında olmak için Türkiye’ye gittim. Kemoterapi tedavisi 15 günde bir olarak planlanmıştı. İlk tedavisini aldı, ikinci tedavi için 2 Ocak 2025 perşembe gününe randevu verilmişti. Ancak ilk tedaviden sonra grip oldu ve bu, zatürreye yakın bir seviyeye yükseldi.
Virüs oranı aşırı artınca Antakya Defne Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Beşinci gününde, 29 Aralık akşamı saat 23.00’te hastane odasındaydım. Yanında refakatçi olarak kardeşim Mehmet de vardı. Yaklaşık bir buçuk saat sohbet ettik. Annemin durumu iyiydi; virüs değerleri normale dönmüştü.
Ertesi sabah saat 10.30’da hastaneye gitmek için hazırlanırken kız kardeşim Özlem’den bir telefon aldım: “Annemizi taburcu ediyorlar, eve geliyoruz,” dedi. Oh, çok güzel, sevindim diye cevap verdim. Özlem ise gülerek, Salih abi, annem altı gündür hastanedeydi. Geceleri ben, bakıcısı ve Mehmet abi yanında kaldık. Sen gelir gelmez taburcu ettiler. Keşke daha önce gelseydin de biz hastane odalarında yatmasaydık” dedi ve güldük.
Anneme hastanede çok iyi bakmışlardı. Doktorlara ve tüm hastane personeline teşekkür ediyorum. Ayrıca kardeşim Mehmet’e, kız kardeşim Özlem’e, eşi Süleyman Mengüllüoğlu’na ve yeğenlerim Mehmet Oğuz’a, Ali Haydar’a, Ranya’ya ilgileri ve destekleri için minnettarım. Hastaneden çıktıktan sonra Adana’daki profesörle görüştük ve ikinci kemoterapi tedavisinin biraz daha dinlenmesi gerektiği için 2 Ocak’taki randevunun iptal edildiği bilgisi geldi. Yeni yıla evde, ailece girdik. Annemin tedavisi devam ediyor. Allah’tan anneme ve tüm hastalara şifa diliyorum. Dualarınızı bekliyoruz.
FERDİ TAYFUR VEFAT ETTİ
Ferdi Tayfur’un vefat haberini aldım. Allah rahmet eylesin. 1976 yılında şöhret olduğunda, benim ergenlikten gençliğe geçtiğim yıllardı. Ondan önce Orhan Gencebay şöhret olmuş ve şarkılarını büyük bir keyifle dinliyorduk. Müslüm Gürses de vardı; ancak o yıllarda, genç yaşım nedeniyle çok acılı arabesk şarkılar bana hitap etmiyordu. 1977 yılında İbrahim Tatlıses, „Ayağında Kundura“ ile halk müziği sahnesine fırtına gibi girdi. O yıllarda 14-15 yaşındaydım ve Yıldıray Çınar’ı dinliyordum. Birkaç yıl sonra, onun yerini İbrahim Tatlıses aldı.
Evde müzik zevklerimiz farklıydı. Rahmetli kardeşim Metin, Ferdi Tayfur ve Müslüm Gürses’i severdi; ben ise İbrahim Tatlıses ve Orhan Gencebay hayranıydım. Ferdi Tayfur ile Stuttgart’ta iki kez görüşme şansım oldu: Biri konser sırasında, diğeri Dr. Ahmet Ertekin’in yanına iş görüşmesine geldiğinde. Son derece mütevazı, hoşsohbet bir insandı. Onunla tanışınca, milyonların sevgisini neden kazandığını daha iyi anladım. Adına yakışır şekilde, binlerce kişinin katıldığı bir cenaze töreniyle defnedildi. Allah rahmet eylesin.
SURİYE’DEKİ BELİRSİZLİK VE KATLİAMLAR
Suriye’de yaşanan değişim ve belirsizlik sürüyor. Ülkede Alevi, Sünni, Dürzi, Hristiyan gibi farklı kesimlerden insanlar zor durumda. Ancak son gelen bilgilere göre, en büyük acıyı yaşayan ve katliama maruz kalan kesim Aleviler. Çoluk çocuk, kadın, yaşlı demeden insanlar açlığa, yokluğa ve sefalete mahkûm edilmiş durumda.
Bu trajediye, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın “dur” diyebileceğine inanıyorum. Bu konuda seslerini duyurmamı isteyen birçok hemşehrim beni aradı. Bazı Arap Alevi dernek başkanlarıyla görüştüm. Kimi, “Filler tepişir, çimenler ezilir. Bu konu bizi aşar” derken, kimi de “Acil bir şeyler yapmalıyız” dedi. Almanya’nın Darmstadt şehrinde bulunan Arap Alevi kanaat önderi Şeyh Yusuf Günaşan ve Mannheim’dan Şeyh İsa Sonay da beni arayanlar arasındaydı. Şeyh İsa Sonay, “Cumhurbaşkanı Erdoğan veya Devlet Bahçeli randevu verirse, yanlarına gidip yardım isterim. Yeter ki bu katliamlar ve kadınlara yönelik ahlaksızlıklar sona ersin. Gerekirse ellerini bile öperim” dedi.
Bu sözlerden sonra, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a ve MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye açık bir mektup yazmaya karar verdim.
AÇIK MEKTUP
Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Sayın Devlet Bahçeli,
Hataylı bir Arap Alevi vatandaşı olarak, Suriye’de 8 Aralık 2024’te Beşar Esad’ın iktidarı bırakmasının ardından, Tartus, Hums ve Lazkiye bölgelerinde yaşanan katliam ve vahşet karşısında size sesleniyorum. Erkekler katlediliyor, kadınlar ahlaksız saldırılara maruz kalıyor. Bu insanlar, Hatay, Adana ve Mersin’de yaşayan Arap Alevilerin akrabalarıdır. Hemşehrilerimin yoğun talepleri üzerine bu mektubu yazıyorum.
Türkiye’deki Alevilerin, Cumhuriyet’in kurulduğu günden bu yana Atatürk’e duyduğu sevgi ve bağlılık, Cumhuriyet öncesinde Atatürk’ün Arap Alevi toplumuna sahip çıkmasından kaynaklanır. Bugün de benzer bir durumla karşı karşıyayız. Büyük bir felaketin önüne geçmek için sizin bir emriniz yeter.
Bu mektuptaki talebimizi iletmek üzere Avrupa Arap Alevi Federasyonu adına bir heyetle sizi ziyaret etmek istiyoruz.
Saygılarımla,
Salih Şahin
Europa Arap Alevi Federasyonu Kurucu Üyesi
Aktuell Gazette Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni
Hürriyet Gazetesi Stuttgart Muhabiri
SALİH ŞAHİN – STUTTGART
Hinterlasse jetzt einen Kommentar