Korona ve çip : Peki takılsın mı?

Gazeteci ve yayıncı Salih Şahin

Dünya kurulduğundan bu yana insanlık böylesi bir kriz yaşamamış.

Hiç kimse böylesi günlerin yaşanabileceğini dahi öngöremedi.

Ülkelerarası ulaşımın durduğu, uçakların dahi kalkmadığı bir dönem hiç yaşanmamış.

Korona virüsü salgını nedeniyle şimdi yaşadığımız gibisini insanlığın hiç yaşamadığını, her gün dijital medya aracılığı ile bilgiler paylaşan profesörleri, bilim insanları, devlet başkanları ve siyasilerden duyuyoruz.

Aralık 2019’da ilk defa Çin’in Wuhan kentinde başlayan korona virüsü salgını hastalığı yazıyı yazdığım 20 Mayıs 2020 günü hala dünyanın birinci gündem maddesi ve insanlığa diz çöktürürmüş, dünyayı adeta teslim almış durumda. Hatta korona virüsü ekonomik olarak insanlığın çok büyük bir çoğunluğunu kasıp kavurmaya da devam ediyordu.

Aylardır salgına karşı çare arayan tıp dünyası henüz bir aşı veya başka bir çare bulmuş değil. Tıpçıların, bilim insanlarının açıklamalarına göre korona virüsüne karşı bugün aşı bulunsa da insanlarda yaygın bir şekilde kullanılması ancak 1,5 – 2 yıl sürecek. Bu gerçeği kabul ettikten sonra akademisyeninden, din adamına, siyasetçisinden, iş adamına, işçisinden, köylüsüne, ev hanımına kadar herkes her ortamda farklı farklı sorular soruyor. Bu koronavirüs neden, niçin çıktı, ne zaman bitecek?

Sorulan bu sorulara kamu yönetimi eğitimim ve gazeteci sorumluluğum çerçevesinde cevap bulma görevim var. Paylaşacağım bilgiler binlerce değerlendirme arasında mantığıma uyan, benim onayladığım konunun uzmanı tarafından verilen bilgiler olacak. 

 

Koronavirüs sonrası insan oğlunu neler bekliyor?

 

XXX

 

Paylaşılan bilgiler arasında ODTÜ Kıbrıs Rektör Yardımcısı Cumaali Sabah’ın açıklaması var. Sabah “Koronavirüs doğal olarak oluşan biyolojik bir vakadır. Ancak bu virüse müdahale edildiği mutasyona uğratıldığı konusu incelenmeli olmuş olabilir ancak benim alanım değil“ dedi.

Kimin koronavirüsünü mutasyona uğrattığı ile ilgili koca koca bilim adamları, strateji uzmanları her gün açıklama yapıyor.

Bu mutasyona uğratma nedenini de insanları kontrol altına almak için yapıldığı bunu da insanların tümüne çip takarak yapılacağı hatta mecburi hale getirileceği öne sürülüyor. Peki üst akıl dediğimiz ülkeleri ve insanları yöneten yapı bunu insana neden yapıyor ve acaba insanların faydasına mı?

Bu soruya evet insanların faydasına diyenler de var hayır insanlığı esir alacaklar diyenler de var.

İnsanların faydasına diyenlerin açıklamaları bana mantıklı ve haklı yönlerinin daha fazla olduğu kanaati uyandırdı. Yapılan açıklamalarda “Allah’ın nurundan yarattığı ve insanın insan kalabilmesi için 4 hak kitabı indirdiği insanoğlu her geçen gün insanlıktan uzaklaştığı, zalimleştiği gerçeği ortada. Bu insanları dizginlemek, denetlemek için bu yola başvurmaları hiç de kötü bir fikir değil. İşte bu gerekçe için o kadar çok şey yazabilirim ki sayfalara sığmaz. En çarpıcı ve tüm dünyanın tepkisini çeken hadise mesela İstanbul’da Suudi Arabistan Başkonsolosluğun’da Suudi Kraliyet ailesine muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi. Adam kapıda nişanlısını bırakıp içeri giriyor. İçeride öldürülüyor cinayeti örtbas etmek için cesedi asitle eritiyorlar, ceset bulunamıyor. İnsanın geldiği noktayı görebiliyor musunuz? Suriye’de suçsuz gariban vatandaşlar, şoförleri, işçileri, kadınları, çocukları sırf mezhebi farklı olduğu için öldürülmedi mi. Kurşuna dizilmedi mi, kelleleri kör bıçakla kesilmedi mi? Dünyanın 80 ülkesinden zalim teröristler bazı güçler tarafından maaşla toplatılıp bu katliam yapılmadı mı? Evet yapıldı. İşte bu kadar zalimleşen insana karşı buna “dur” diyecek birileri mutlaka çıkmalıydı.

İnşallah yeni denetleme veya kontrol yöntemiyle kadınlar öldürülmez, çocuklara tecavüz edilmez. Korona virüsünün bunlara karşı getirdiği yöntem varsa “hoş geldin korona” diyorum.     

 

  

Hinterlasse jetzt einen Kommentar

Kommentar hinterlassen

E-Mail Adresse wird nicht veröffentlicht.


*