Oyuncu-Yönetmen Muzaffer Aksoy: “Günlük dili sahneye taşımak gerek”

Oyuncu ve yönetmen  Muzaffer Aksoy Almancadan Türkçeye çeviri yaparken günlük dili ve yaşamı sahneye aktarmanın seyirciyi yakınlaştırdığına işaret etti.

 

Federal Almanya’da çalışmalarını sürdüren oyuncu ve yönetmen Muzaffer Aksoy, bir kültür-sanat kuruluşu olan Turkuaz’ın YouTube kanalındaki “Turkuaz Sohbetler”de oyuncu ve yazar Ruhsar Gümüşdal’ın konuğu oldu.

Bol ödüllü 43 yaşındaki oyuncu ve yönetmen Muzaffer Aksoy, Bursa Devlet Tiyatrosu’nun isteği üzerine Almanca bir oyunu ise Türkçe olarak sahneye taşıdı ve iki sezon boyunca seyirciden büyük övgü aldı.

Woyzeck’in daha önce iki kere Türkçeye çevrildiğini kaydeden sanatçı, oyunun Almanca orijinalini bildiği için dilde aksaklıklar tespit ettiğini ve yeniden çevirdiğini anlatarak “Bir oyunu Türkçeye çevirirken günlük yaşamı ve dili de metne dahil etmeniz gerekir. Ancak o zaman seyirci ile yakınlık kurabilirsiniz” dedi.

İstanbullu oyuncu ve yönetmen Muzaffer Aksoy’un Ruhsar Gümüşdal ile Turkuaz Sohbetler’e anlattıklarından öne çıkanlar ise şöyle:

“ÖĞRENCİLİK YILLARIMDA DENEYİM KAZANDIM”

“Hayalimde oyuncu olmak yoktu, ama lise ve üniversite yılarında tiyatro topluklarında hem oyuncu hem de yönetmen olarak deneyim kazanma şansına sahip oldum. Tiyatro yönetmenliği bölümü olmadığından ise o yıllarda hayalimi ertelemek zorunda kaldım.

Yıllar sonra Almanya’da tiyatro yönetmenliği olduğunu öğrendim. Hayalimdeki mesleği yapmak istedim. Bu dalda da bir dört sene daha okudum.

Öte yandan Bursa Devlet Tiyatrosu benden bir oyunu sahneye koymamı istedi. Bunun üzerine Almanya’da tiyatro yönetmenliği eğitimi aldığım için Georg Büchner’in Woyzeck adlı oyununu sahnelemeyi istedim.

“ALMANCA DEYİMLERİN TÜRKÇEDE KARŞILIĞI YOK”

Oyun bir kez daha Türkçeye çevrildi ve sahneye uyarlandı. Almanca orijinalini bildiğimizden  daha önceki iki çeviride de aksaklıklar olduğunu gördük. Dil büyük sorun oldu. Oturdum ve çevirisini bitirdim. Dili biçimlendirdik ve sahneye koyduk. Enteresan bir yolculuk oldu. Dil, tiyatro için çok önemli. Yazarın ne anlatmak istediğini başka dilde göstermek zor bir süreç. Kullanılan bir atasözünün ve deyimin karşılığını bulmak, keşfe çıkmak çok keyifli oldu. Şu anda bu çeviri devlet tiyatrosunda mevcut.

“GÜNDEME İLİŞKİN İNCE GÖNDERMELER YAPIYORUZ”

Bununla birlikte siyasi gündemi oyunlara adapte etmek, şu anki Türkiye için pek mümkün görünmüyor. Elbette biz de başka yollarını buluyoruz. İnce göndermeler yapıyoruz. Tiyatro politiktir ve politik tavrınız olmak zorunda. Bizler de Woyzeck’te propaganda şeklinde değil de günlük yaşamdan, yerlerinde rahat otururken ‘Hayır, bir de bu tarafa bakın,  kendinize gelin’ diyorum, aslında her yönetmenin yapması gerektiği gibi.

“SANATA SINIR KOYARSANIZ DÜŞÜNCELERE DE KOYARSINIZ”

Woyzeck sert bir oyun ve endişelerim vardı. Seyirciden olumlu dönüşler oldu. Sanat sınır tanımıyor. Eğer sanata sınır koyarsanız, özgür düşüncelere de sınır koyarsınız. Diğer taraftan tiyatro bilimcisi olarak şunu söyleyebilirim: Almanca oyun sahnelediğinizde aynı etkileri alabilirsiniz. Türkiye’de de aynı veya farklı etkileri de alabilirsiniz. Yaşadığınız ülkenin günlük dili, yaşantısı çok önemli. Çeviri yaparken dilin çok önemli olduğunu düşünüyorum, çünkü günlük dili sahneye taşımak istiyoruz. Seyirciyi yaklaştıran dili tercih ediyorum.”

 

MUZAFFER AKSOY HAKKINDA

6 Kasım 1978 İstanbul’da doğdu. 2003 yılında 9 Eylül Üniversitesi İktisat Bölümü’nden mezun oldu. Lise ve üniversite eğitimi sırasında tiyatro ve sahne sanatları ile yakından ilgilendi. Üniversite yılları boyunca çeşitli oyunlarda yönetmeliğini yaptı. Birçok grupta oyuncu ve rejisör olarak çalıştı. 2004 yılında Dilek Türker/Tiyatro Ayna’da rejisini Mahmut Gökgöz’ün yaptığı “Merhaba Hayat” adlı oyunda reji asistanlığı yaptı. 2006 yılında Almanya’ya geldi.  Akademie für Darstellende Kunst Baden-Württemberg’de tiyatro rejisörlüğü eğitimine başladı. Okulda eğitimi devam ederken birçok oyun sahneledi. Aynı zamanda maske ve kukla tiyatrosu ile yakından ilgilendi.

Harold Pinter’in Der Stumme Diner / Git-Gel Dolap oyununu bitirme tezi olarak sahneledi. Ve bu oyunla Baden Württemberg Preis Junge Regisseur ödülünü kazandı. 2011 yılında akademiden “Tiyatro Yönetmeni” olarak mezun oldu. 2007 yılında Tiyatro Ulüm (Türk Tiyatrosu)`de “Günther zieht nach Mersin um, Memed Dash macht andersrum” ve “Mehmet Dash-Vatandasch” oyunlarında oyunculuk yaptı. 2007’de, televizyon filmi “MOGADISHU WELLCOME”da oynadı. 2010 Oyun Kumpanyası ( Die Spiel Kumpanen) Tiyatro Topluluğu’nun kurulmasına öncülük etti. 2010 yılında İzmir Sokak Sanatları Atölyesi’nde Mask ve Oyunculuk atölyesi düzenledi. 2011 yılında “Fantasie beleben, Neue Wege erleben! / Hayal dünyanı harekete geçir, yeni dünyalar keşfet!” adında Almanya’daki Türk göçmenlerin ve gençlerin sorunlarına yönelik Stadt Ulm ile ortaklaşa yürütülen eğitim kurumları bünyesinde, Tiyatro Pedagojisi ve Creative Drama Projesini 2 yıl boyunca yürüttü. Proje büyük ilgi gördükten sonra Alman & Türk çocuk ve gençleri üzerinde çeşitli belediye ve okullar ile ortak yürütülen bir proje oldu. Bu projeyle Baden-Württemberg eyaleti tarafından kendisine “Entegrasyon Özel Ödülü” verildi. Ve proje liderliği sonrasında çeşitli eğitici seminerlere de imzasını attı. 2011 senesinde okuldan mezun olduktan sonra Stuttgart Devlet Tiyatrosunda reji asistanı olarak çalışmaya başladı. Orada birçok oyunda asistan olarak görev aldı. Asistanlık görevi bittikten sonra serbest rejisör olarak çalışmaya başladı ve Almanya’nın birçok tiyatrosunda oyunlar yönetmeye başladı. 2012 yılında İstanbul’da in’taKt tiyatrosunun kurulmasında öncülük etti. Ve bu tiyatronun Genel Sanat Yönetmenliğini sürdürdü. Aynı yıl içinde bu tiyatronun ilk projesi olan “Penetratör” oyununu hem Türkçeye çevirdi hem de sahneledi. Aynı oyun 2013’te Stuttgart’ta düzenlenen “Made in Stuttgart” Tiyatro Festivali’ne davet edildi. Ve orada “En iyi sahneleme” ödülünü kazandı.

Muzaffer Aksoy, 2014 yılında Türkiye’de çok ses getiren ve Berkun Oya’nın yazmış olduğu “Güzel Şeyler Bizim Tarafta” oyununu Theaterhaus Stuttgart’ta Almanca olarak sahneye taşıdı. Bu oyun da birçok festivale davet edildi. 2015 yılında İstanbul Şehir Tiyatroları’nın davetlisi olarak Genç Günler Festivali için Nurkan Erpulat ve Jens Hillje’nin yazmış olduğu ve 2011 yılında Almanya’da en iyi oyun seçilen “Delikanlı” oyununu Almancadan Türkçeye çevirip, bu festivalde sahneledi. Aynı sene içinde Franz Kafka’nın “Bir Akademi için rapor” öyküsünü sahneye uyarlayarak  “Maymunlaş-ma“ adıyla sahneledi. Oyun çeşitli festivallerde sahnelendi. 2016 yılında Devlet Tiyatrolarının daveti üzerine Bursa Devlet Tiyatrosu’nda “Woyzeck” adlı oyunu sahneledi. 2017 Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda Jan Dark adlı oyunu sahneledi.  2018’de Trabzon Devlet Tiyatrosunda Peter Shaffer’in yazmış olduğu Karanlıkta Komedi oyununun rejisini yaptı.  Halen Ruhr Universität Bochum  Theaterwissenschaft Bölümünde Master eğitimine devam ediyor Almanya ve Türkiye’nin çeşitli yerlerinde tiyatro projelerini sürdürüyor..

Stuttgart – Gazette Aktuell

 

 

Hinterlasse jetzt einen Kommentar

Kommentar hinterlassen

E-Mail Adresse wird nicht veröffentlicht.


*