Engellilerle iletişim uzmanı Adem Kuyumcu’dan çok önemli tavsiyeler

Engellilerle doğru iletişim uzmanı Adem Kuyumcu  Ostfildern’de konferans verdi. Türk toplumunda yaşanan hatalara dikkat çekti.

Baden-Württemberg Türk Toplumu Derneği tarafından organize edilen “Engelli Bireylerin Topluma Katılımı ve Doğru İletişim” toplantısında konuşan Kuyumcu son yıllarda engelli bireylere yapılan tekerlekli sandalya kampanyalarına dikkat çekti. Adem Kuyumcu bu yardımların engelli sağlığı için son derece sakıncalı olduğunu, yürüme özürlü bireylerin sandalyelerinin onların bedenlerine uygun olması gerektiğini söyledi. “Bireyin boyuna, bedeniye uygun olmayan sandalyeler sakat olan bedene daha da zarar verir. Türkiye’ye yardım diye gönderilen sandalyelerle hastanelerdeki hasta taşınır. Engelli için uygun değildir.  Engelli kollarını kullanabiliyorsa , sağlıklı kalabilmesi için gerekmedikçe akülü sandalyede oturmamalı. Türkiye’de tüm engellilere devlet tarafından sandalye veriliyor. “Sandalye gönderiyoruz” şeklinde yapılan yardım kampanyalarına inanmayın. Sandalye yerinde ve kişiye uygun alınıyorsa uygundur” dedi.

ACIMAK YANLIŞ

DITIB Nur-u Osmaniye Camii Ostfildern’deki toplantıda vatandaşlara hitap eden Engelli Bireylerle İletişim Danışmanı Adem Kuyumcuengellilerden önce toplumun eğitilmesi gerektiğine işaret etti.

Kuyumcu bireylerin zihinsel ve bedensel farklılıklarına toplum tarafından engel getiren bakış açısının değişmesi gerektini vurguladı. “Acımak yerine merhamet” gerektiğini belirtip doğru sınıflandırmanın önemini anlattı. Kuyumcu özetle şöyle konuştu:

“Sağır, kör, sakat, kadın gibi sıfatlar normal ve doğru sıfatlardır. Bireyler böyle tanımlanmalıdır.  Ciddi terminolojik  hatalar yapılıyor.

SIFAT KOYMAYIN

Şeker, kalp, dializ hastalarıyla yaşlılar da engelli bireyler grubuna dahiller. Aile ferdinde bir engellilik varsa onun durumunu kabul etmeli ve bununla nasıl yaşanacağı düşünmelidir. Engelliliği kabul etmeyip çocuğunu hizmetlerden mahrum etmek kötülüktür. Çocuğa eziyettir.  Bu çocuklara ‘özel çocuk, melek, cennet çocuk’ gibi sıfatlar koymak çocuğu ötekileştirmektir. Engelli bir çocuğa sahip olmak bir suç, Allah’ın bir cezası değildir. Bu bakış açısı yanlıştır. Türk toplumunda engelli çocuğu olan ailelerin çoğunda anne ve baba birbirlerini suçluyor. Türk ailelerinde engelli çocuğu olan babaların yüzde 50’sinden fazlası evini terk ediyor. Bu hataya düşmeyin. Çocuğunuzu hizmetlerden faydalandırın, eğitin, okula gönderin, hayata itin. 

YENİ İFADELER

Özellikle otizm camiasında çocuğuna engelli denmesini istemeyenler var. Kelimelere takılmak kendi çocuğunun durumundan utanmanın dışa vurulmuş halidir. Çocuğun durumundan utanmayı bırakıp farklılığı kabul edip yaşam hakkına saygı göstermek öncelikle ebeveynlerin görevidir. Anne-babanın kabullenme süreci yönetilmeden engelli bireyden gelişim beklemek hem eğitimciye  hem de bireye haksızlıktır. “Özel gereksinimli birey” ifadesi Akademik olarak tanılamada önemli olsada hayatın içinde sonucu değiştirmeyecektir. Özel gereksinimli olmak da farklılığı ifade eder. Farklı olmak ayıp değil, ayıp olan farklılığı olan bireyi olduğu gibi kabul etmemektir.”

Çok sayıda vatandaşın katıldığı toplantıda engelli bireylere yönelik Türkiye’de yaşanan gelişmeler ve uygulamalar hakkında detaylı bilgi de veren Adem Kuyumcu 2005 yılında çıkan yasanın Avrupa’daki yasal uygulamalarla bire bir uygun olduğunu ancak uygulanamadığını söyledi.

Ostfildern – Gazette Aktuell

Hinterlasse jetzt einen Kommentar

Kommentar hinterlassen

E-Mail Adresse wird nicht veröffentlicht.


*